geçtiğimiz yıl 8-15 günde geliyordu ama bu sene ne durumda bilmiyorum.

Özcan Deniz Almanya vizesi icin 60 gündür bekliyormus. O yüzden Almanya konserini ertelemek zorunda kalmis.

Normalde 14 günde sonuçlanıyor fakat eksik belge durumunda konsolosluğa ek belge sunmanız gerekirse o zaman 17-20 arası. Ben en son Mayıs-Haziran ayında başvurmuştum.

1 buçuk hafta sürdü.

geçen hafta 3 yıllık schengen aldım.

Ne gördüm ne duydum

Hiç kıskanmadım

cinsiyetle ne alakasi var. cok gordum yerli yersiz elestirilerle arkasindan salladiklarini lakap takarak falan yermeye calismak:/ fiziki ozellikse soz konusu diger olumsuz yonleri belirterek "allah boy vermis gerisini koyvermis" minvali. yav dusununce ne kadar berbat ortamlarda kotu seylere maruz kalmisim he bi ton sey canlandi gozumde

belki bunu erkekler arasinda yapmiyor olabilirler orayi bilmiyorhm

bende yok. etrafımdakilerde de yok. söz konusu arkadaş farklı kusurlarına yönelik eleştirileri (yavşağa bak vs.) buna bağlamaya çalışıyor olabilir.

hiç sanmıyorum.sevdiği kızla beraber olan erkeği bile yakışıklı diye kıskanan erkek görmedim.sanırım ülkede erkeklerin para , şan , şöhret sebebiyle tercih edilmesinden ötürü tipten çok diğer hususlar kıskanılıyor.

Sanırım erkekler üzerinde bu konuda kadınlar üzerindeki gibi bir baskı yok, haliyle biraz daha rahatız. Ortalama erkekİ alanı oldukça geniş, haliyle çok büyük çoğunluk bunun içinde dolayısıyla da bu ortalamanın altında kalmadığımız sürece çevredeki başka bir ortalama erkeğe bakıp "Ulan ne adamlar var bea" demek aklımıza gelmiyor.

Var var. Burada bir erkek duyurucuya beğendiğim kişiyi attım. Adamı yerden yere vurdu.

Sen de bi yakışıklı fotosu ve gör yorumları.

Sayısız kere şahit oldum. Bir ortama eli yüzü bariz düzgün bir tip girdiyse çoğu erkek ya artistliğinden, ya kendini bir şey sanmasından, ya bakışındaki bir şeyden falan bahsediyor hemen.

Genelde ortalama altı tipler öyle olmasalar da çok efendi, çok harika, müthiş insan diye yüceltiliyor. Ama ciddi anlamda yakışıklı birinin çok efendi, çok harika bir insan falan diye yüceltildiğini nadiren görürsünüz.

Ne duydum ne şahit oldum. Olsa olsa max 5dk'dır. Genel olarak umursanmaz.

Vücut geliştirmiş erkeği kıskanıyorlar.
İş arkadaşları, iş başarısını kıskanıyorlar.

Onun dışında ne gördüm, ne de duydum.

Vücut geliştirmiş kişi arkadaş çevresindense onunla gurur duyuyorlar. Yabancıysa bir kıskanma durumu var.
Bir de erkeklerin sahiplendikleri bir ortam oluyor. O ortam sakinlerinde bir sorun yok ama dışarıdan o ortama katılan kişi yakışıklıysa ortam üyesi olana kadar geçen zamanda bir kıskanma oluyor. Ortam üyesi olunca yine sorun yok.

kesinlikle var. hatta rekabet erkeklerin doğasında doğmuş bir şey. alfa kişilikli erkeklerin çok olduğu bir ortamda bunu daha rahat gözlemlersin, gibi’deki ekip gibi herkesin loser olduğu ortamlarda bu çok belli olmaz.

Bizim grupta epey yakışıklı biri var. Bir tane de kaslı var. Ben de uzun boylu olanım. Üçümüzü toplasan taş gibi erkek yapıyor yani aşlsfkaşlskf neyse. Bu ve diğer özellikler de dahil olmak üzere fiziksel özelliği kıskanıp sorun çıkaran hiç olmadı. Arkadaş grubunda bu şekilde kıskanmayı hatta ilk defa duyuyorum.

@roket adam 'a şu noktada katılmıyorum, grubun loser ya da komple winner olmasına gerek yok. Arkadaş ortamında pek olmaz öyle şeyler. Öte yandan arkadaş ortamı dışında olup da başka erkeği kıskanan vardır ama tabii.

@Kahvedesu 'nun verdiği örnek için şöyle bir detay var. Arada kadınlar gerçekten çirkin erkeklerle ilgili yakışıklı diye methiyeler düzüyorlar. Onları gömdüğümüzde bunu zevksizlikler üzerinden eleştirerek yapıyoruz, kıskanma değil. Gerçi bahsettiği olayda fotoğrafını gönderdiği kişi ünlü değil yakışıklı biridir gerçekten, karşıdaki de kıskanmıştır. Bilemem.

1. si daha mantıklı. dediğiniz gibi beyazevler mahallesi yeni gelişen bir bölge ama aslında konumu çok iyi. yanında devasa avm var. köpek vs gezdirmek için sakin bir yer ve çoğunlukla müstakil ev yada 3-4 katlı evler var.
müstakil ev arıyorsan f/p açısından en iyi yer diyebilirim (bir ara ben de düşünmüştüm). sadece bazı evler çok yokuşta, bahçesi çok kapanç olabiliyor. onu da gidip görüp karar verirsin.
2. si ile ilgili fikrim yok, ama depremden sonra o bölge biraz öne çıktı, yoksa tutulmayan bir yer diye biliyorum.

atatürk mahallesini tavsiye etmem muhit olarak.

Gaziemirin tek avantajı havalimanına yakın olması beşiktaştan sonra size göre olmaz.bornova çok kalabalık öğrenci bölgesi.sizs en uygun bölge karşıyaka çiğli ve ilerisi ya da balçova tarafı. Narlıdere balçova lüks villa çok. Ama ksk tarafı daha uygun size.

Gaziemir Bornovaya göre daha nezih. Esbaș sebebiyle orta sınıf beyaz yakalı semti.

Bornova biraz daha karışık. Seçenek ikisi arasındaysa ve full remote çalışma durumu söz konusuysa ben Gaziemir'i seçerdim. Araç var hemen otobana bağlanıp tatil yerlerine de kacilir, Alsancak vs de çok uzak değil alkollü dönüşlerde taksi veya toplu taşıma üzmez.

@mikahakkinen zaten o sekilde gurultulu, uber merkezi bir yer aramiyoruz acikcasi. cigli tarafinda butceme uygun sadece 'evka' siteleri gozukuyor. onlar nasildir acaba bilgin var mi?

@materyalist imam map'e bakarak ben de ayni seyleri dusundum. onumuzdeki hafta izmire gelip bir gaziemir emlak turu yapacagim galiba.

Gaziemir = denizi olmayan Büyükçekmece
Atatürk mahallesi = Yeditepe üni. civarı Ataşehir

Araçsız merkeze gitmeyi unutun. O fiyatlara ev bakıyor olsaydım Bornova büyükpark taraflarını veya Alsancak gül sokak taraflarını düşünürdüm.

edit: sakinlik seviyorsanız işin rengi değişir tabi

@grabbing hands daire degil mustakil ev ariyorum o yuzden alsancak falan hayal ancak :d bornova tarafinda da bu attigim yerlerde var genel olarak mustakiller.

Yurtdışında olduğum için lanet olası sahibinden linklerine bakamıyorum ama neden Güzelbahçe taraflarını düşünmüyorsunuz?

Oralar resmen yeni izmir olmus, zenginler kaçmış. Fazla hizli büyüyor ayrı konu her yer villa ama yollar için 4*4 lazım halde, altyapı yetişemiyor. Ama gene de hem köpek için hem saga sola gitmek için güzel yer baya.

Ama fiyatlari göremedim için limitleriniz dahilinde mi bilemiyorum.

@logisticsmanager 6-7 milyonlara cikmam lazim oralarda istedigim gibi bir sey alabilmek icin. o benim yazlik hayallerini cok buyuk cikmaza sokar ya.

bir de izmirde ictin gezdin donmesi cok zor olur gibi geldi buraya taksi isleri

O halde gaziemir en doğru tercih olacaktır.

Tergan güzel idi.

10 yıldır aynı kemal tanca marka cüzdanı kullanıyorum.

5 senedir grande marka kullanıyorum, herhangi bir yırtılma deformasyon olmadı. sadece cüzdanın içindeki kartlık kısmına koyduğum kartların izi cüzdanın üst derisine çıktı, sürekli kıç cebime koyup üstüne oturduğum için. diğer markalara çok hakim değilim ama ben kullandığımdan memnunum, diğerlerine göre iyidir kötüdür net yorum yapamayacağım.

boyner marka var bende. deri. güzel. 5-6 senedir sapasağlam.

beymen club'tan aldım ben, bir bak istersen.kalmamış ama yine de gönderiyim linkini bunlar bence çok yakışıyor, hem sportif hem centilmence, tabi +25 :) www.beymen.com

eksisozluk.com

Ford Escort.
Fakat onlarda kendi içinde ayrılıyor. 4 nokta (full) enjeksiyonlu EFI motor olanını alırsanız tadından yenmez. Klima, airbag, Abs mevcut.

gerçekten eski modellere (2000 öncesi) bakman ve biraz araçta anlıyor olman lazım. o bütçe ile düşük yakıt tüketimi-nispeten sorunsuzluk pek mümkün durmuyor.

2001 suzuki swift, 2001 seat ibiza, skoda felicia, 98 primera, 2001-2004 arası C3, xsara gibi modeller olabilir.

burada hangi marka modeli alacağından çok hor kullanılmamış bir araç denk getirmen çok daha önemli. bu yüzden hyundai, reno gibi sirkülasyonu çok olan araçları yazmadım.
bunlar kolay el değiştirdiği için bakımlısını bulmak zordur. ama 98 primeranın belki 20 yıl sonra 2ci sahibinden bakımlı bir tanesini denk getirmen mümkün.

bir de en az 10-15K gibi aracı aldıktan sonra iyi bir ustasına götürüp baktırmalısın. bu kadar masraf çıkmayabilir ama kenarda durması lazım. mesela triggeri ne zaman değişmiş bilemezsin. önceki sahibi net tarih-km veriyorsa iyi. veremiyorsa 20+ bir araç için saatli bomba ile geziyorsun gibi düşün.

japon.
civic/corolla

üstün otel alsancak. telefonda veya resepsiyonda indirim isteyin. lokasyon güzel.

Bu devirde her türlü sorunu çıkarıyorlar, en temizi başka şehirden şansını denemek

Seyahat planı dışında bir yerden başvurmanı önermem. Şu an reddetmek için bahane arıyorlar. Tam dediğin senaryoda kolay diye yunanistandan vize almaya çalışan bir arkadaşım reddini yedi geçen mesela. Başka şehirden aynı yere başvur derim.

ben haziran 2021-aralık 2021 arası 6 ay randevu almaya uğraşmıştım geçen sene. belli saatlerde randevular açılıyor, aklına geldikçe girip sistemden kontrol etmeni öneririm, ben de öyle alabilmiştim, aciliyetim yoktu allahtan. iş seyahati için şirketler fln uğraşanlara allah kolaylık versin. belki konsolosluktan birileri varsa tanıdık yardımcı olabilirler ama o yolu da sadece belli ülkelerden çok fazla vize talebinde bulunmak durumunda kalan şirketler kullanıyor genel olarak. standart bir bireye bu güzelliği yapacaklarını düşünmüyorum. o dönemde ben de bu süreçten sıkılıp abaya araştırmıştım ama aracı şirketin fln yapabileceği bir durum yok dendi bana.

Bugün izmir'den iş amaçlı Almanya schengen vizesine başvuru yaptık. Kimse doluluktan vs bahsetmedi. Firma aracılığıyla yapılan kurumsal başvuruların önceliği oluyor ama şahış başvurularının bu derece askıya alınması çok üzücü. Aciliyetiniz varsa ve maddi durumunuz uygunsa ARAYA VIP VİZE DANIŞMANLIK firması sokun. 1-2 hafta içinde vizeniz çıkar.

gece 12 den sonra bakın.

sıfır aldığın araçta böyle bir durum oluştuysa servisin yolunu tutmanı öneririm öncelikle. mutlaka kaçak vardır. eğer bu kaçak motor ya da şanzımana giderse canın çok sıkılır. servise gidene kadar saf su ekleyebilirsin. istersen %50 su %50 antifriz de yapabilirsin. fakat antifriz ve su oranı antifrize göre değişiklik gösterebilir ama ideali genelde %50 %50'dir. musluk suyu ekleme.

edit: bazı su hazneleri basınçtan dolayı tam ağzına kadar doldurulmaz, maksimum seviyesi kabın tam ortasındadır. eğer o seviyenin altına indiyse mutlaka bir kaçak vardır. ustalar işten kaçmak için buharlaşmadır vs. derler ama genelde kaçak olduğu ortaya çıkar.

motor ve su sıcakken olması gereken seviyenin altındaysa kaçak vardır.

orası genleşme deposu zaten. minimumun altına düşmemişse veya motor soğukken baktığınızda zamanla eksilmiyorsa, bir öncekinden daha düşük seviye ölçmüyorsanız, çizgilerin arasında duran suya bir şey eklemenize gerek yok. bir zararı da yok.

suyun min çizgisi ile max çizgisi arasında olması normal zaten. illa su koyacaksanız marketten kaliteli şaşal suyu alıp ekleme yapın. çeşme suyunda kireç var. max çizgisini geçmesin.

araca asla çeşme suyu ya da içme suyu eklemeyin. eğer içinde yeterince antifiriz varsa saf su eklenebilir. eğer antifiriz eklenecekse de motor bloğuna uygun antifiriz türünde ve yaşadığınız iklime uygun antifiriz eklenmeli. herhangi bir antifiriz eklemek uzun vadede sorunlara yol açabilir. temelde 4 adet tipi var organik, inorganik, Hibrit Organik ve Nitritli Organik. bunlardan uygun olanı aracın kitapçığında yazar. rengine göre bakarak hata yapabilirsiniz.

motor soğukken ve kapalıyken genleşme tankındaki seviye yanıltıcı olabilir. motoru 10 dakika kadar ısırrıktan sonra buradaki su seviyesine bakın.

kibritsuyu +1

hiç bir şey yapmayın, su soğukken o konumda olması gerekiyor zaten. su ısınınca seviye biraz yükselir.

otomotivdeki tam adı genleşme kavanozudur.

Var. 10 yil ustu kriterse 1 tane :)

Evet var. Epeyce hatta

Haklisin, medikal bu soru xd

Var kuzenim var, 2006'da evlendiler halen çok mutlular. Kuzenim acaba ben ne dua ettimde böyle bir adama denk geldim diyor.
Annem-babam. 1987'de evlenmişler. Babam hayatta en büyük şansının annem olduğunu annem sayesinde tüm güzelliklerin ayağına geldiğini söyler. Iki torunları var çiftçi köyde yaşayan insanlar ama taze aşık gibiler.
Ve beni aşka değil saygi ve sevginin aslolduguna inandıran anneannem ve dedem. 1955'te evlenmişler. Dedem 92 yaşında ama anneanneme bakışında saf sevgiyi görebilirsin.
Yine amcam ile yengem var, 25 yıllık evli onlarda çok mutlular.

Sizin sorduğunuz sanırım 10-20 yıllık arası evlilikler, işyerinde iki kadın arkadaşım var ikiside çok mutlu eşleriyle.
Halen mutlu evlilikler birliktelikler var, ben olduğuna inanmak istiyorum ve bir gün benimde olacağına inanıyorum.

(Bahseettigim kişiler sadıklar bu arada)

Çok var.
Hatta bir ben mi beceremedim diye düşündüğüm zamanlar olmuştur.

Bu arada evlilik 'Eşimle mutlulukta Nirvana'ya ulaşacağım' diye yapılmamalı. 'Hayatı birlikte göğüslemek', Hayat arkadaşlığı', 'birbirine destek olabilmek' konuları ön plana çıkıyor 10 yıl üzeri evliliklerde.
Evet, çok arkadaşım var, mutlu ve sadık.

Yok.

Var

var tabii ki

Pek yok. Aceleyle alınmış evlilik kararları, çift maaş olalım düşüncesi vb evlilikleri genelde yaygın.

yok

Mutlu evliliği geçtim, çevremde örnek alacağım evli bir aile yok. Hepsi kedi köpek gibi birbirini yiyor, kalabalık ortamlarda mutlu aile profili çiziyorlar.

var, biz. evlilikte 12 yılı bitirip 13. yıla giriyoruz 1 ay sonra. bizi yakından tanıyan herkes "evlilik kurumuna inancı ayakta tutan çift" olarak tanımlar.
bizim çevremizde başka yok ama :(

Var benim de. Hatta mutsuz evlilik daha az diyebilirim.

Var çevremdeki herkes diyebilirim

Hayır, neredeyse hiç yok. Yani vardır ama aklıma örnek gelmedi. Boşanmalar ve mutlu olmayıp devam edenler var. Mutlu evlilik görmedim diyebilirim. Yani tabii burada mutluluktan kasıt ne, ona bakmak lazım.

çoğu zorlama, görev birliktelikleri gibi evet ama spesifik olarak iki tane mutlu örnek var çevremde. Birlikte bir şeyler yapıp gezip eğlenmek modunda takılıyorlar. İmreniyorum. Hatta bunlardan biri çocuk yaptı, şaşırdım. Ne güzel gezip eğleniyordunuz neden yaptınız dedim. Bunu da istedik dediler. Daha anlatayım mı acaba ya?! çok hoşuma gitti.

Bildigim evlilikler arasinda bana mutlu gorunen, iyi iliski kriterlerime uyan, veya imrendigim bir tane yok. Ha ama kendilerine sorsaniz mutluyuz diyebilirler, onu da ben bilemem.

Boşanan çok olduğu gibi, mutlu evlilik sürdüren eş dost da çok

Gördüğüm kadarıyla var, arkaplanını bilemem. Hepsinin ortak noktası severek ve görece geç evlenmiş olamaları. Bunu özellikle takip ediyorum, bence evliliğin başarısına büyük katkısı var bu iki durumun.

Erken ve kısa sürede evlenenler genelde zoraki evliymiş gibi davranıp, arkadaş ortamında kaçamaklarını falan anlatıyorlar.

Pieces of a woman.

çook teşekkürler

elifleri önermeden geçmek istemedim;
kumbhaka.com.tr

Cook iyi oldu bu. Teşekkürler
(Elif kim)

markanın sahibi :).

Dodo Kitapevi & Cafe
www.instagram.com
Adres: Donanmacı, 1737. Sk., 35580 Karşıyaka/İzmir

yapılan en son yorum
"Kahveler oldukça uygun fiyatlı, Karşıyaka sahile bu kadar yakın olup bu kadar ucuz olmasını takdir ediyorum.
Ayrıca müşteri profili de öğretmen ve velilerden oluşuyor bu nedenle oldukça sakin bir yer diyebilirim. Maalesef çok çeşitli tatlıları yok fakat kayısı topçukları şeker ihtiyacınızı kesecek şekilde güzel.
Ayrıca hindi füme sandviçi hamburger ekmeğine bol malzemeli bir şekilde yapıyorlar. Çalışanları da oldukça güleryüzlü insanlar. Ders çalışmak isteyenlere, Karşıyaka çarşının kalabalığından kaçmak isteyen herkese tavsiye edebilirim."

Yıllar önce Rusya'da içmiştim Kombucha'yı ilk kez ve tadı damağımda kalmıştı.
Yurda dönünce araştırdım ve evde yapmayı öğrendim ve yaptım.
Ancak, tadına bayılsam da, mantarını canlı tutabilmek için seri üretim yapmak gerekiyor, bu da yalnız yaşayan biri için hem mümkün olmuyor ve hem de fazla geliyordu. Sonuçta üretimi kestim.

@Phoebe'nin paylaştığı listeyi görünce çok mutlu olup mekanlardan birine koşa koşa gittim.

Ellerinde iki çeşidi varmış, bir bişeyli biri de Hibiskusluymuş (Neyse o?)
Hibiskuslusunu içip deneyimledim.

Benim bildiğim Komcucha ile uzaktan yakından alakası olmayan, soğutulmuş çakma Oralet ya da Ramazanlarda bazı marketlerde satılan Osmanlı Şerbeti arası tadı olan şekerli bir sıvı idi.

İlk fırsatta da @meko'nun dediği mekana gideceğim.

@bos düşünce,
Dosya sorgula/icra seçince hiç birşey çıkmamış.

Normaldir.

Maaşı ne ise, dava süreci ve şirketin işe iade bildirim süreci toplamında geçen sürenin 4 aya kadar olan kısmının maaşı ödenir. Kuzeninizin brüt maaşı 10000 ise dava ve şirketin bildirimi 3 ay içerisinde tamamlandıysa, şirket 30000 tl brüt öder. Devlet ondan vergileri ve gerekli payları keser, kuzeninizin hesabında da neti ne ise kadar o kalır.

Muhtemelen brüt ve net tabirlerinin ne olduğunu yanlış biliyor olmanız sebepli olarak kafanız karışmış.

Elginkan iyidir. www.elginkanuzem.org.tr

Elginkan C sınıfı belge vermiyor malesef

İsg kursu artık uzaktan eğitim ile sağlanıyor. Bu konuda Bulut Akademi İsg kursu üzerine tanımıyorum. Özellikle eğitim danışmanlarının ilgisi ve eğiticilerin tecrübesi ile C sınıfı isg sınavı çok rahat geçti. Detaylar için bulutakademi.com.tr sitelerine göz atabilirsiniz. Sınav veya isg eğitimi ile ilgili aklınıza takılanlar olursa yazabilirsiniz.

Mazdalar birkaç yıl heves alınıp satılan arabalar genelde Türkiye'de. Çünkü cidden bakımıydı, arızasıydı anlayanı çok az. Ben de rx8 e heves etmiştim ama siz bir de ikinci araç diyorsunuz. İkinci araç için uyguna 1 yaşında falan clio denk getirip almak daha iyi olabilir. Zira işletme maliyeti yüksek olursa ya da para veya zaman kaybına neden olursa 2. araba olmasının bir anlamı kalmıyor.

Mazdanın üzeceğini sanmıyorum. bizde mazda 3 var yıllardır sorun çıkarmıyor. piyasası yok ama olsun alıcı çıkıyor her türlü. Onu alırsanız sadece yazlık araç gibi de kullanılabilir neden olmasın. Sizde zaten suv vardı sanırım? Üstü açık bir tane daha olabilir.. tr de hangi araç olursa olsun değer artışı genelde benzer oranda oluyor.

Mesela ben de daihatsu copen düşünüyordum el kadar araba şunun bozulmasından ne olacak oyuncak gibi zaten de sığmam diye girişemedim yoksa büyük şehirde olsam uğraşırdım arıza çıkarsa da bişey olmaz keyiflik işte.

lancia delta bakıyordum geçen sene 100k olan 1.4 150bg aracı 100k ya koyanlar şimdi 300-500 arası koyuyorlar ve ilanlara sürekli bakıyorum gidiyor da yani arabalar. Kim alıyor bunları dersin.. ama gidiyor. lancia delta gidecek, mx5 gitmeyecek olur mu öyle şey.

bu araç pinti zengin arabası. alfa romeo gibi. adamın parası çok ama spor arabaya çok para vermek istemiyor. yanii alıcısı ölücü tayfa olur. mazda hastası olduğum bi marka ama türkiye de anlayan usta az. masraf çıkarmaz ama kazada falan epey üzer. uzun süre mazda 2 almayı düşündüm ama cesaret edemedim.

Elinizden çıkarmanız zor olmayabilir, petrolheadlerde yeri ayrıdır mx-5'in. İlla ki almak isteyen biri olacaktır. Ne kadar sürede satılır bilemem tabi, takipte olduğum bi fiesta bile fiyatı uygun olmasına rağmen 3 aydır satılamadı.

5 yıldır İzmir'de cabrio araç kullanıyorum.
Türkiye cabrio araçlar için uygun iklime sahip değil. Yazları çok sıcak, kışları ise çok soğuk. Dolayısıyla üstünü açıp gezebileceğiniz zaman çok kısıtlı olacak. Garaj olması çok önemli. Aptal bir komşu balkondan aşağı izmarit atabilir, benimkinde o yüzden ufak bir delik var. Kapalı garaj şart. Lakin evin ikinci aracı olacakmış, maddi yönden de rahat olduğunuzu varsayarsak alın gitsin derim. Cabrio güzel bir heves. Üzerini açıp gezince ne dert kalıyor ne tasa. Gözlerin de üzerinde olmasını seven biriyseniz bu araç yeter artar. Bir corolla kadar çabuk satılmasa da meraklısına mutlaka satarsınız.

not: Şimdi ilanı biraz daha inceledim ve önemli bir tavsiye vereceğim. Bu aracı 500 bine kadar indirirler. Ülkede kriz var, keyif aracına para yatıracak insan sayısı çok az. şu an satan kişinin/galerinin elinde kaldı araç. Ciddi oranda indirim isteyin.

Al gitsin dostum. En büyük pişmanlığım zamanında böyle bir çılgınlık yapmamış olmam.

çok fazla parametre var. pahalı diye bir şey yok artık. markasını öğrenirseniz daha iyi olur. alman menşei satılanların yarısı yalan.

@bir ileti paylastim

Nucleoss europe gmbh

mesela...

goo.gl

Nucleoss fabrikası İzmir'de. güzel implant yerli için ama Alman menşei diye pazarlamak da ne bileyim..

ben 2 sene evvel sorduğumda yerli 250, avrupa 300 euro diyorlardı. fikir vermesi açısından yazdım. şu an piyasayı bilmiyorum

9 yıl önce üst dişleri 3.250- Eurayo yaptırmıştım.

istanbul'da ön diş implantı için 2200 euro fiyat aldım. rakam günceldir.

Benzer bir konu açmıştım belki yardımcı olur.
www.eksiduyuru.com
Not: gittim

Harcanan paranın dönüşü biriken paradan daha fazla oluyor. Özellikle de deneyim ve eğitim için. Çünkü çevreniz ona göre oluşuyor ve beklenmedik yerden beklenmedik kapılar açabiliyor. Kilo verilir, para kazanılır. O yüzden gençlik ve sağlık varken yaşamak lazım. Zaman geçip her şeyi yoluna koyduğunuzda kimse size zamanınızı ve sağlığınızı geri vermeyecek.

Önceden olsa hem gezin, hem de biriktirin derdim.

Şimdi önümüzde ekonomik olarak zor günler var. Kesinlikle biriktirin. Bir kaç sene sonra işsizlik, enflasyon vs. çok sıkıntılı dönemler bizi bekliyor.



.

Gitme planınız varmış epeydir. Ben bu senaryoda giderdim. Dönünce biriktirmeye devam ederdim. Zaten çok yüksek bir meblağ değilmiş

THY'nin şu an promosyonu var. Gidiş dönüş 149 euro.

Ben şöyle düşünüyorum, biriktirdiğiniz parayı düzenli yönetip en azından enflasyon oranında değerini koruyabiliyor musunuz? Eğer koruyabiliyorsanız kalsın.

Eğer koruyamuyorsanız zaten maaşlara bu sene 6 ayda zam yapıldı, önümüz yeniyıl yine zamlar olacak. Kenarda 5 yılda biriktirirdiğiniz paranın belki daha fazlasını çok daha kısa zamanda yerine koyacaksınız.

Kenarda öylece duran paralar ne yazık ki toza dönüyor şu ortamda.

Biz eşimle sürekli geziyoruz. Doğru düzgün birikim yapamadık hiç. Bu sebeple gittim bir araba aldım yatırım için dursun kenarda diye. Şimdi bir taraftan borç öderken gezemiyoruz.
Hiç gezdiğim için pişman olmadım ama. Bir sürü ülke onlarca şehir gezdik, hepsini de iyi ki gezmişiz diyoruz. Çünkü zaman geçtikçe gezmek de pahalılaşıyor. Geçen sene 30-40 eurolara düzgün oteller bulabiliyorduk nereye gidersek gidelim. Şimdi 50-60’tan başlıyor. 10 euronun altına uçak biletleri aldık kaç defa şimdi imkansız. Bütçe dostu internet sitelerini paylaşabilirim otel ve uçak için.

gezin hocam napacaksınız biriktirip zaten anlamı kalmıyor. gezin tozun eğlenin.

birikime devam.

Resim
resimyukle.io

Yakınlarda arkadaşım varsa çağırırdım ben olsam. Polis felan tutanak tutulursa ordaydım desin sadece babanın şahitliğine kalmasın. Bıraksan ya tedavi süreci varsa destek olmak gerek manevi yükü kalır üzerine.

Yaralanmali kazaya karışmışsınız çocuğu bırak don ne demek.

5 gün sonra farklı hikayeyle adına dava gelirse görürüm o donmeleri.

Hastane polisine danışın yoksa arayın polisi tutanak tutup ayrılmanız gerekir.

Cocugun milliyetinin yapmaniz gerekenlerle veya durumla alakasini cozemedim. Polise danisin tabii ki. Ne yapilmasi gerekiyorsa soylerler heralde. Cocuk tedavi olmadan da gitmeyin vicdanli biriyseniz.

Çocuğun babası hastaneye gerek yok dedi ben hastaneye getirdim arkadaşlar. Vicdanım rahat etmedi. Suriyeli olduğunu kimliği olmadığı için belirtmek istedim. Babasının da kimliği yok. Hastanedeyim asla ayrılmam

Yaralanma olduğu için (3-5 sene önceki tecrübem), yaralanmalı trafik kazasında hastaneden sonra karakola gidip ifade verilir. Standard bir işlemdir, hazırlıklı olun. Paniğe gerek yok, ama Suriyeli olunca ne olur bilmem.

Her ihtimale karşı, size psikoloji açısından yardımcı olması için tanıdık birisini çağırın. Sohbet bile etseniz iyi olur.

para mara isterse verme. he olurda para verirsen şikayet etmem seni derse adamın hesabına yolla, elinle para verme. havale yaparken altına da not düşersin. suriyeliler bu tür durumları çok istismar ediyorlar.

şimdi diğer yorumunuzu okudum. kimliği bile yokmuş. para isterse kesinlikle vermeyin. ifadenizi verin. aracınıza da kamera taktırın en kısa zamanda.

Arkadaşlar hepinize teşekkür ederim

Oturma izinleri yok diye babası araba kazasını ve polisi dahil etmeyelim dedi açıkçası benimde işime geldi. Doktorun odasına girdiğimizde ayağına tuğla düştü dedi doktor inanmadı ama baba öyle dediği için konunun üzerinde durmadı. Ne polis geldi ne de tutanak tutuldu. Çok şükür rontgende de kırık ve çıkık yok. Ezilmeden dolayı krem sürüp kısmi alçıyla kapattılar ve eve yolladılar. Sonra bir ortopedi doktoru görse iyi olur dedi.

Süt alıp geçmiş olsuna ayrıca gideceğim. Bu saatten sonra olayla ilgili takip etmem gereken kritik noktalar neler sizce?

durumlarına göre gıda yardımı, geçmiş olsun, özür mahiyetinde bir yardım yapardım diye düşünüyorum, çocuğa da bisiklet yada benzeri çok beğendiği bir şey hediye ederdim. belki böyle yapılabilir.

@babafingo

Hocam, insan evladının tutumu malûm şimdi böyle birşey yaparsam elini veren kolunu kaptırır misali sürekli yakama yapışırlar diye korkuyorum. Çok vasıfsız insanlar, ben hastaneye götürmesem çocuk umurlarında değildi. Paranın kokusunu alırlarsa işin rengi değişebilir. Hatta bugün ziayete gidince annesine babasına kızmayı düşünüyorum. Gram sorumluluk duyguları yok. Doğurup sokağa atıyorlar. Benimse dün akşamdan beri gözüme uyku girmedi. Ya çocuk kafasının üzerine aracın altına girseydi? hapisteydim şu an.

9'la başlayan yabancı kimlik no su muhakkak vardır babasının
bu kimlik no'su mültecilere sayıyla dağıtılan bir şey değil çünkü
o yüzden kimliğim yok hikayesine inanmamak ağır bastı bende
sizi maddi yönden koparmaya çalışıyor olabilir?!

ha oturma izni yokmuş o şehirde
kimlik deyince basbayağı kimlik anladım

Dostum öncelikle bir araç içi kamera al mutlaka. Sırf bu sebepten ötürü araç içi kamera taktım, aksi takdirde suçsuz olduğunu hayatta kanıtlayamazsın. Şimdi bu iş hastane kayıtlarına düştüğü anda babasını arayıp dava açalım diyecek bir sürü avukat olacak, sizi de uğraştıracaklar.

Doktor şüphelenmediyse ve kaza diye dosya açtırmadıysa sıkıntı olmaz. Ama trafik kazası diye dosya açılırsa o zaman işin içine polis vs de girer. Adamın kaçak olmasından bağımsız olarak sana sıkıntı yaratabilirler. Sal gitsin bu saatten sonra uğraşmana gerek yok, ama kesinlikle araç içi kamera taktır.

Vizesiz olarak Belgrad'a gidebilirsin. Avrupa şehri tadında, gözün gönlün açılır. Türkiye'den uzaklaştıkça huzuru bulacağına eminim.

bu sene hiç denize gitmediysen kıbrıs’a giderdim ben olsam. balkanlar buz gibidir bu mevsimde.

Biz de tam ekim ortası için denize de girebileceğimiz bir plan arayışındaydık ve kıbrıs’ı seçtik.

Daha önce hiç gitmediğim için ekimde denize girebilecek miyiz emin değilim gerçi ama schengen’im yeni bittiği ve bazı hukuki sebeplerden dolayı 1-2 ay daha başvuru yapamayacağım için yakın yerler arasında en makul olan kıbrıs gibi göründü.

Hiç gitmediyseniz belgrad da güzel öneri ama. Geçen sene ekim ayında gitmiştim ben de ve aşırı bir beklentim olmadığı için sevmiştim.

t-cross aldım 750b tl. gayet memnunum

Peugeot 2008'in mavi rengi çok hoşuma gidiyor.

t-roc

3008 satıyorum sözlüğe indirim de var :)

T roc hic dusunmeden alirdim. Bebeyim kendisi

Önce bir klimacıya gideceksin, tavsiye ile gitmen daha faydalı olur. İstanbul Anadolu yakası için tavsiye verebilirim.

Klimaya hava basıp 5-10 dk basıncın düşüp düşmediğini kontrol edecekler.

Eğer basınç düşüşü varsa önce o araç modelinin genelde nerelerden hava kaçırdığını bildikleri için oralara bakacaklar.

İnşallah kompresör giriş çıkış, motor bölümündeki bağlantı yerlerindendir ve kolayca hal olur.

Eğer içerideyse, hatta evaparatör sökülecekse komple göğüs sökülmesi lazım büyük iş.

Edit: eğer hava basıp kaçağı bulamazlarsa sisteme bir kimyasal ya da duman basıyorlar.

Ama sıkıntı şu ki bazı durumlarda havayı kaçırmazken sistem, gaz basınca gazı kaçırabiliyor. Sanırım gaz havadan daha ince. O zaman işler sakat işte.

Özel bir makinesi var, klimayı ona bağlar ve basınçlı hava vererek kaçak testi yaparlar. Kaçak varsa klima ünitesindeki oringlerde uygulama için tamir sıvısı var, bunu kullanırlar. İşlem 20-30 dakika sürer ve ücreti de ortalama 400-500 TL olur. Fiyat konusunda kesin konuşamam, her şehrin sanayisi ve piyasası farklı...

kacagi tespit icin icinde galiba siyah isikta gorunen bir boyali bir gaz koyuyorlar. bir sure oyle takiliyorsun sonra tekrar tamirciye gidiyorsun, isikla bakip kacagin nerde oldugunu tespit edebiliyorlar bu sekilde. Baska turlu cok zor.

Fosfor koyuyorlar kaçak olan yerden renk ile yakalıyorlar. Kaçak yine bulunmazsa ön göğüslük sökülecek, içerdeki evoparatörden kaçırıyordur. Adım adım gidecek oto elektrikçi.

İnsan kaynakları yada muhasebeye ulaş düzelttir. Resmi olarak 2 ay deneme süreci var zaten.

Yani giyilir, kimse niye aldın da demez ovv süper de demez hevesim varsa alırdım.

deri ceket seven biri olarak tüm paki ve surilerin üstünde deri ceket görmeye başladıktan sonra giymeyi bıraktım diyebilirim. bu da tam o tarza benziyor.

Ben bu fiyata bu ceketi asla almazdım

Çok kötü. Deri ceket cepli olmamalı. Üstünde olabildikçe az detay olmalı. Spor ya da klasik olduğunu belli edecek şey üstüne oturuş şekli ve yakaları olmalı. Hakim yaka tarzı dik yaka spor, ceket yakası olan klasik gibi düşün. Deri cekette cep, kollarda ve belde deri olmayan detaylar, omuzlarda saçma sapan çizgi gibi şeyler varsa at çöpe gitsin.

kotu degil ama gundelik gorunumlu bir ceket icin fiyat bence de rezalet. baba parasi yenmiyorsa alinmaz.

kapalıçarşı'da dericiler arastasına gidiniz, daha uygun fiyata muhakkak bulursunuz biraz da pazarlık yapın, geniş omuzlu değilseniz böyle bi ceket hoş durmayabilit. edit: yaka sebebiyle.

ve +1mg3929 deri ceket sade durmalı.

Cepli olması benim de hiç hoşuma gitmedi. Fiyat zaten çok uçuk. Yazık olur bence.

cepler kötü durmuş +1

Bildiğin demode.
Şu hem daha şık hem de daha ucuz:
(git: www.derimod.com.tr

Modası çabuk geçer yaşlı işi durur

bende operasyondan korkan kesimdenim. şöyle bir şey buldum bir araştır istersen.

www.instagram.com

deri altına serum enjekte ediyorlar. o serum da meme dokunusunu kurutuyor galiba. özel mesaj attım ama cevap vermediler. doktorun yanına gidip detayı sormak lazım.

bir şey gelirse bana da bilgi verirsen sevinirim

selam bunu benim ciddi kilo vermis olan bir arkadas yaptirdi 20 sene kadar once, berbat oldu. meme ucunun biri anyaya biri konyaya bakiyordu, dikis izleri vs. ama buyuk ihtimal teknik gelismistir, saglam bir estetikciye gitmekte fayda var yoksa eskisinden kotu olabilir.

Google'a en iyi 10 hapishane filmi yaz. Ben öyle yapmıştım, aynı ruh halinde olduğun için iyi gidiyor

Midnight run

Hocam direkt daya Kemal Sunal, Zeki-Metin külliyatlarını gitsin. Ne gam kalıyor ne kasavet.

hiçbirini. önemli bir şey olduysa sözlükten ya da çevremdekilerden duyuyorum zaten. tıkladığım linkler hangi haber sitesine ait bakmıyorum bile.

Halk tv.

sputnik ve dw.
biri rusyacı biri abci/abdci. bunun bilinciyle bakıyorum tabii.
sputnik hep aynı taraftan da baksa kesinlikle daha doğru haber yapıyor. dw de çok güncel ve genel avrupa sorunları açısından daha çok habere sahip.

Miras az düşmüş hocam. Paydaşlar mı çoktu yoksa pay edilen toplam miktar mı azdı?

Arsa alabilirsiniz, uzun vadede iyi kazandırır.

Çok karışık bir dönem. Seçim sonrasında bile bu belirsizlik hemen düzelmez.

Arsa veya faiz hesabı diyorum ben.

Arabayı satıp ya da biraz daha nakit çıkarıp uygun faizle ev kredisi çekebilirsiniz bu dönem için en iyi yatırım olur.

@metal69
4 paydaşla o kadar oldu.

@tum haklari saklidir
kredi ödeyebilecek bir bütçe yok o açıdan eldekini değerlendirme peşindeyiz.

yorumlar genelde arsa gibi. Eş dosta sormaya devam edelim madem. Teşekkürler yorumlar için.

Kredili ev,
Zaten alacaktıysanız kredili araba
Bunlar dışında fiziki altın

en son “araba fiyatları düşecek araba almayın.” dediklerinde (2020) 135.000’e fabia almıştık. şimdi aynı fabia 400.000’i geçti.

“araba fiyatı düşecek.” diyenler asla bitmedi, inatla da aynı şeyi söylemeye devam ediyorlar.

yine de üzerine bir şeyler koyup arazi almak daha mantıklı olabilir şu anda.

ytd.

Ev kredisi kolay çıkmıyor artık maksimum 300 binlerde çıkıyor. 500bine ev kalmadı.

Yatırımlık araba kesinlikle alınmaz ama varsa daha yeni model yılı olması şartıyla yükseltmek mantıklı.

He ben olsam borsada hepsinden iyi değerlendiririm ama herkese göre değil.

Ben olsam, %25-30unu borsada temettü veren bist30-50 hisselerine yatırım yapmaya başlardım.. diğer 15-20si ile emtia fonlarından alırdım, %10-15i ile işçiliksiz 22 ayar fiziki altın, geri kalanını nakitte bekletip kkm’ye atardım. Bu araçların düşüşüne çıkışına göre, paylarını değiştirirdim.. baktım nakit değerlendi kkm vadesi bitince yeni bir şey alırım.. Tabii ben olsam.. yazdıklarım yatırım tavsiyesi değil; bunun için spk’dan yetkili danışmanlar her bankada, yatırım kuruluşlarında var. Bu sepetin daha karlısını size sunarlar. Hiç bir şey sunmasalar, bes sepeti sunarlar…

Bence yatırımlık bir dönemde değiliz. Önümüz seçim. Tam bir belirsizlik ortamı hakim. Seçimin kazanılması doları kısa süreli aşağı çeker alttan toplama imkanı verir.

Böyle bir ortamda ben sepetimi büyükten küçüğe dolar-altın-kripto-tl olarak böldüm.

Ev fiyatlarının dolar bazında gevşeyeceğini düşünüyorum. Çünkü bu şişkinlik normal değil. Dolar bazında gevşeme şart.

Araba desen bir sürü ıvır zıvır masrafı var.

Arsa alınacaksa o bölgeyi çok iyi bilen birisiyle bu işe girilmeli. Bu durumda bile uzun vadeli düşünmek gerekecek.

En güzeli şimdilik paranın değerini enflasyon karşısında korumaya bak. En azından seçimlere kadar.

araba bir yatırım değil diyerek girelim konuya. 100'e aldım, 400'e sattım gibi konular ancak enflasyon ve kur artışı sebebiyle yaşanan artışlardır. Yatırım eldeki birikimin değerini artırmak için yapılır. Yani bu sene 2022 model clio aldınız. Seneye o arabayı sattığınızda 2023 model bir clio + bir scooter motor alabildiğinizde getiri sağlamışsınız demektir. Ama böyle bir şey çok yaşanmıyor değil mi? 2022 arabanızı satıp 2022 model bir araba alabilirseniz şanslısınız.

Ben kişisel olarak miktar önemsiz tüm birikimin tek bir kaynağa bağlanmasını riskli bulurum. Biz yatırım danışmanı değiliz o yüzden bunlar yatırım tavsiyesi değil kişisel ve kendi bakış açımızdan bir değerlendirme.

Bence bir bankaya ya da spk tarafından yetkilendirilmiş bir yatırım danışmanlığı şirketine gidin. Yatırım fonları ve hisse senetleri için bilgi almak istediğinizi söyleyin. Elinizdeki nakitle bir sepet oluşturmak istediğinizi anlatın. Sepet şu demek, eldeki parayı bölerek farklı alanlarda değerlendirmek.

Atıyorum yüksek getirili ama (ama riski de yüksek) bir sepet istediniz. 100 bin ile hisse, 100 bin ile yatırım fonu, 50 bin ile döviz altın gibi bir sepet yaparlar.

ya da dengeli bir sepet istediniz. 50 bin yüksek riskli hisse, 50 bin ile daha oturmuş şirketlerin hisseleri, 50 bin ile yabancı hisse fonu, 50 bin ile kıymetli madenler fonu, 50 bin ile de döviz yaparlar. Bu ikisi de sepet mantığını anlatmak için bir örnektir tavsiye değil:)

Sepetin mantığı şudur, riski dağıtmak.

Atıyorum 250 bin tl ile altın aldınız. Altın bir anda düştü ve uzun süre düşük kaldı.
Bütün birikiminiz zararda.

Oysa sepet yaptınız. 50 bin altın, kalanıyla başka şeyler aldınız. Altın 1 yılda %20 düştü diyelim. Ama diğer ürünleriniz %40 arttı yıl sonunda. Böylece altından zararına bile çıksanız, diğerlerinden gelen kar ile o açığı kapatabilirsiniz. Özellikle yüksek riskli yatırımlar yapmak istediğinizde sepet oluşturarak o yatırımın olası zararını minimize edebilirsiniz. Elbette bu işin garanti formülü yok. Her şey bir anda aynı oranda düşebilir (ki o zaman zaten dünyada ekonomiyi etkileyecek pandemi gibi bir durum var demektir) ama en azından riskleri dağıtmak bir önlemdir.

www.tefas.gov.tr adresinden su an piyasadaki tüm fonların getirilerini görebilir, döviz ve altına göre kıyas yapabilirsiniz. Döviz ve altından bile fazla getirili fonlar söz konusu.

Hatta bu fonlar işinize gelmezse, aracı kuruma "özel fon kurmak" istediğinizi söyleyebilirsiniz. Nitelikli yatırımcı sınıfına girerseniz (1milyon gibi bir sermaye gerekiyor yanılmıyorsam), 4 ortak mirasçı olarak paranızı havuz yapıp bu seçeneği de konuşabilirsiniz. ama tabii ortaklık olan yerde sorun çıkması olası her zaman.

Dediğim gibi bir sürü seçenek var. Siz en iyisi bir bankayla ya da aracı kurumla görüşün.
Banka muhtemelen size ev kredisi ya da kur korumalı mevduat satmak ister öncelikle. Yani para sizin tercih sizin ama aklınıza yatmayan şeyleri iyi düşünün sorun. Bankacının öncelikli hedefi kendi satış kotasını doldurmak unutmayın:)

garanti yatırım üstünden abd borsasından sp 500 hisse alın.
abd'deki en büyük 500 şirketin hisse sepeti demek bu.
uzun vadede kazandırırmı batırırmı bilmem ama batarsanız 42 trilyon dolarlık abd borsası battı o yüzden battım der, kendinizi iyi hissedersiniz :)

ben 600-700 bin tl'yi abd battığı için bende battım diyebilmek için abd borsasında tutuyorum.

@aslindasorunumpsikolojik, hocam buradaki avantajınız nedir? Örneğin aynı öneri alman dax için de geliyor ancak %20 artacak yabancı borsa ile yurtiçindeki 60-70-80 enflasyona nasıl direneceğiz, kaçırdığım bir nokta olabilir?

Evet dış basur geçmiş olsun. Ben 10 yıl önce ameliyat oldum kurtuldum. Kanama seviyesine gelirse operasyon en mantıklısı. ilaçlar belli bir yere kadar iş görüyor.

bölgeyi temizleyip kantaron yağını bir süre deneyin günde iki üç kez. özellikle gece.

bunun adı basur değil rectal prolapse
acil durumlarda toz şekere bulayıp büzüşmesini sağlayabilir içeri kendi kendine girmesine yardımcı olabilirsiniz.

tedavisi için önce kegel egzersizleri tavsiye ediliyor. ameliyat son çare.

her uçuşta 10 çeşit ilaç sokuyorum. almnanya, macaristan, yunanistan

Kabin bagajında mi götürüyorsunuz yoksa valizle mi? Reçete soran oldu mu hiç?

Hic bir sorun yasamazsin.en kotu receteni yaninda bulundur,kalacagin sure kadar ilacini yanina al git.benim valizde yedek ilaclarim,sirt cantamda gunluk kullanmam gereken ilaclarim var.simdiye kadar soran olmadi.

2013te (oha çok olmuş!) baya bi ilaçla ingiltere’ye gitmiştim. Hiçbir şey olmamıştı. Siz yine de reçete bulundurun yanınızda. Bize de öyle önermişlerdi.

Geçenlerde arkadaşın başına çok büyük bir sıkıntı geldi Rusya’da. Başka biri Türkiye’den gelirken bir paket ilaç getirmesini istemiş, o da kabul etmiş. Havaalanında yanılmıyorsam 6 saat bekletildi ve evrak vs imzalattılar. Şirketin ulaşması sonucu bir şekilde Rusya dışına çıkmaması kaydı ile bıraktılar sonra da görüşmeler devam etti ama sıkıntı yaşadı baya. Belki savaş vs durumu ile de alakalı olabilir ancak sıkıntı oldu, yine de dikkatli olun.

30 çeşit ilaçla geldim sıkıntı çıkmadı. Hollanda.

Kabin bagajı ya da valiz fark etmez. Çünkü sıvı olmadığı sürece uçak ilaç var mı yok mu ona bakmaz. Sorun olacaksa pasaport kontrolünden sonra valizi alınca gümrükte olur ki o zaman hem valiz hem kabin bagajı yanında olacak. Ama sorun da olmuyor.

El çantası da dahil olmak üzere, yalnızca 1 parça ile.

İster kabin valizi al, ister el çantası ya da laptop çantası.

Sadece 1 bagaja izin veriyor. Thy'deki gibi sirt cantami takirim, elimde laptop cantamla girerim diye bir durum yok.

Boyutlari yazilmis. Genelde boyut olcmezler ama bariz buyuk bir valiz alma. Kiloya cogunlukla bakiyorlar, 8 kg'yi aşma o yuzden.

eğer eşyan çok olacaksa, mutlaka önden ek bagaj hakkı satın al.
Kapıda sorun çıkarsa çünkü daha pahalıya geliyor ryanair'de.

Bu arada kalabalık bir uçuşsa, yoğun bir saatse çok bakmıyorlar kabin boy kılıflara bagajlara.

ama göze batan bir yük varsa sorarlar.

@anten bilgi için teşekkürler.

Sadece kabin boyu valizini bagaja verebilir miyim? Uçağın içine hiçbir şey almasam

Laptop çantası gibi bişey alabilirsin diyor ama 2 parça alsan hiçbir şey olmaz. Bir full dolu çanta, bir tıkabasa laptop çantası ve bir de full dolu poşetle hiç sorun yaşamadım şu ana kadar.

Kabin boy valiz sokamıyoruz o halde ?

Bilete göre sokamıyosun ama ben aldırış etmezdim işte. İkinci parça dediğim oydu. Sefere çıkar gibi yüklü gelen bir sürü insan gördüm kimseye de bişey olmadı. Ha biri çıkar vay efendim olmaz öyle şey büyük suç beş günahın biri binerken ayrı inerken ayrı falakaya yatırıyorlar derse bişey diyemem.

evet sadece 40 x 30 x 20 cm lik canta hakkiniz var, yani standard kabin valizi
55 x 40 x 23 boyutlari hakkiniz yok. Kontrol ederlerse cantaniz belirtilen boyutlari geciyorsa ceza yiyebilirsiniz. Ben en son nisanda uctum wizzair ile biletim sizin gibiydi, kontrol etmediler standart 55cmlik 1 adet cantam vardi. Tamamen sans kimse size kesin bir sey soyleyemez kontrol edebilir ya da etmeyebilirler. He kafam rahat olsun derseniz Wizz priority alirsiniz wizzair.com

Standart kabin valizi degil, koltugunuzun altina sigacak sirt cantasi hakkiniz var. Bazen goruyorum capraz takilan spor cantalarindan da takiyor insanlar.

Merhaba, evet sadece sırt çantası hakkınız var, şayet para ödemek istemiyorsanız ölcülere dikkat edin. bazen kontrol edesileri geliyor cunku :/ ek olarak ben el cantamı da takıyorum, kimse de bir şey demedi. -cüzdan pasaport vb seyler koydugum cuyuk olmayan omuz cantası-

Yatirim olur mu bilemem, sonucta masraflari var arabanin. Kredi ile alacaksan kasko falan da yaptirman gerek. Kredi dosya masraflarini da hesaba kat.

Takildigim sey, arabayi arada kullanirim demissin. 0 araba ile 300 km yapmis arasinda fiyat farki olur. Satmak maksadiyla alacaksan hic kullanma derim. 300 500 km icin baya zarar edersin.

Ek bütçe çıktı, birisi hesaplamıştı kişi başı 12.500 TL ödemesi gerekiyordu, bu benzinden gelecek ötv'den gelecek.

brent ve dolar düşüşü fiyatlara yansımadıysa demek ki vergi geliri artıyor.

Şirketlere doların varsa kredi çekemezsin deniliyor yarın başka neler gelebilir, dolarını bozana ucuz ev kredisinin bir sonraki adımını tahmin ediyorsunuzdur umarım.

çip krizini burada logistic manager isimli arkadaş açıklamıştı, 2 sene daha devam eder diye yazdıgını hatırlıyorum.

Ben de sen gibi düşünüyorum hatta sıfır araç verecek bayiyi bana da paslasan süper olur, bayiici tanıdıgım yok.

Burada en büyük çekincen şu olmalı, seneye haziran seçim yapılır ve millet ittifakı kazanırsa dolar düşmeye başlar deniliyor o zaman da arabalar ucuzlar. Tabii bu bir senelik dönem. Bu yüzden arabayı alıp 9 ay gibi seneye mayısa kadar tutmayı ben de düşünüyorum veya küçük bir ev, sitede, her zaman çabucak gidebilecek bir yerde.

sıfır araba almana hiç gerek yok. git elindeki nakit fiyata göre temiz ikinci el araba al kullan sonra masrafların artı güzel bir karla satarsın, sıfır arabada hiçbir avantajı kalmıyor. hatta kullanmıyorsan direk kapalı bir garaja koy dursun. inanılmaz derecede değerleniyor.

Seçim sonrası hükümet değişince döviz ciddi oranda düşecek. Dövizdeki düşüş araç fiyatlarını düşürür. Seneye kâr da olmayabilir hatta eksiye bile geçebilirsin.

arsa al.

Bir çok kez cevaplandı bu soru ama tekrar cevaplayalım, her ne şartta olursa olsun otomobil bir yatırım aracı değildir tabi eğer bu işin ticaretini yapmıyorsanız. Şöyle anlatayım, bugün bir otomobil aldığınızda kapınızın önünde yatırsanız dahi durduğu yerde masrafı var, bir de üstüne kullanıyorsanız, yakıt gideri, kasko gideri, mtv'si, bakım ücreti, cezası, vb bir sürü gideri oluyor.

Ayrıca yatırım amacıyla aldığınız için her an korkuyla kullanıyorsunuz, birisi gelip sürtse, çarpsa değeri düşüyor.

Diğer taraftan bir yanlış algı var, 400 bin tl'ye aldığınız araç 1 sene sonra 1 milyon tl'ye çıkınca kar ettiğinizi sanıyorsunuz ancak işin aslı hiç de öyle değil, otomobil döviz bazında aslında aynı değerde belki de daha da altında, araç değer kazanmadı TL değer kaybettiği için böyle bir yanılgı oluşuyor.

@solo iyi diyorsun da adamın arabası var ve yatırım için ikinci arabayı alıp TL kredi çeken birisi için bu yatırım olmuş olmuyor mu?

Bence buradaki en temel etken seçim sonrası dolar düşüşü veya araba alım satımına evlerdeki gibi beyana tabi tutup vergi alınması.

gayrimenkul sermaye iradı gibi arabalardan da bunu alabilirler.

@liberal, Aracı hiç kullanmasanız dahi yılda 2 kez MTV ödüyorsunuz bir de üstüne zorunlu trafik sigortası yaptırıyorsunuz. Diyelim aracı aldınız 1 yıl sonra satacaksınız 1 yıl sonra da aracın fiyatı 2 katına çıkmış olsun, geçmişe dönüp bakarsanız son 2 yıldır bu durumu yaşıyoruz örneği ortada, araba alırkenki dolar kuru ile bir köşeye o arabaya harcadığınız para kadar dolar koyun bir yandan da araba dursun hangisinin daha fazla kazandırdığına bakın. dövizin ya da altının daha fazla kazandırdığını görürsünüz.

Araba ya da Ev nasıl iyi bir yatırım olur onun da örneğini verelim, Krediyle alarak TL borçlanmak. Elinizde 1 Milyon TL var diyelim, bunun tamamı ile otomobil almak yerine krediyle otomobil alırsanız, TL'nin değer kaybından dolayı ödediğiniz kredi taksiti kuşa döner cebinizdeki TL'yi de alternatif başka bir yatırım aracıyla değerlendirip aylık ödemelerinizi bu paranın getirisi ile öderseniz işin sonunda değer korumayı geçtim ufak bir kar bile edebilirsiniz.

Bu yazdıklarımdan dolar alıp koymak iyi bir yatırım aracı anlamı çıkmasın çünkü o da iyi bir yatırım değil.

YTD.

en basit hali ile,
ülkede üretilen her şey yurtdışından hammadde ile üretiliyor. dolar yükseldikçe hammadde yükseliyor ve fiyatlar artıyor. ayrıca her ürünün en önemli gider kalemlerinden birisi nakliyedir. dolar arttığı için akaryakıt fiyatları da artıyor. bu da fiyatı etkiliyor.

toplumsal histeriye benzer bir şekilde, bu olay, zamlar o kadar dillendirildi ki, tüm piyasalar benzer hareket ettiği için kartel etkisi yaratıyor. enflasyon artacak ya da düşmeyecek beklentisi malını satan için neden şimdi satayım, daha sonra daha yüksek fiyattan satarım baskısı oluşturuyor. bu da rekabet ile ters yönde çalışır, eğer günlük tüketmek zorunda olunan bir ürün değilse iş hacmi azalır, kendi içinde beslenen bir sistem. bu psikolojiden kendi kendine, müdahale edilmeden kurtulması çok zor.

üretmiyoruz.
tarım bitti.
gazeteciler, sanatçılar içeride olduğu için hukuk konusunda dışarıdan yatırımcıyı korkutan, tekinsiz bir ülke olduk. yabancı yatırımcı güvenip bir iş kuramıyor.

bunun dışında ;
bizim sanayimiz tırto,
kültürel ve geleneksel yapı nedeniyle araştırmaya, sanatsal üretime, müzelere, ar-geye vs yi "gerçekten" destekleyen bir halimiz yok, yani bunlar zaten yoktu. bizim olay tarımdı. toprağından para kazanan bir ülkeydik. bitince komple bittik. etrafa bakınca en son işte doğal varlıklar, duran kıymetler kaldı. yani işletmecilik ve turizm. hizmet sektöründen besleniyoruz, o da bitince dank edecek. bence insanlar hala tam uyanamadı.

her gün milyarlarca lira para basılıyor.

basılan her para enflasyona sebep oluyor çünkü para değersizleşiyor.

bu daha başlangıç, 3 sene boyunca %100 üzeri enflasyon yaşayacağız.

Üretmiyoruz, üreteni değil ithal edeni destekliyoruz. Sıkıyı görünce hemen ithalatı serbest bırakıp fiyatın düşmesini bekliyoruz.

Saçma sapan bir mantıkla faiz-döviz-enflasyonu yönetmeye çalışıyoruz. Petrol fiyatları birazcık bile artsa bizim paramız sürekli değer kaybettiği için benzin fiyatları katlanıyor. Haliyle tüm lojistik ulaşım maliyetleri katlanıyor.

Nihayetinde de enflasyon çığ kütlesi gibi büyüyerek geliyor.

kur korumalı mevduatın ödemeleri, silinen vergi borçları, geçiş garantili yapılar için ödenekler neyle olur? parayla
para nerde? yok
olmayan parayla nasıl ödeme yapılır? vergiler artırılaral
nasıl yani? 5 liralık sigarayı 30 tl yap, 100 liralık içkiyi 350 tl yap, 5 liralık yakıtı 25 tl yap, elektriğe zam yap, doğalgaza zam yap, bunlardan gelen parayla öde.
elektrik, doğalgaz ve akaryakıta zam gelirse ne olur? 2 liralık sütün nakliyesi 10 tl, 100 liralık boyanın üretim maliyeti 600 tl, vs. vs. olur. plastik, cam, metal, gıda üretimi vs bunlar hep elektriğe, doğalgaza ve akaryakıta ihtiyaç duyarlar. tabi başka pek çok bileşen var ama basit haliyle böyle.

Abi sen üretim yapmadığın için yeşil mercimeği Kanada'dan dolarla alıyorsun, gelen ürünü de haliyle dolar karşılığında bi fiyatla satıyorsun. Yani sen hem ülkedeki doları dışarıya satıp doları yükseltiyorsun hem de dolarla alışveriş yaptığın için yükselen dolar kuruyla ürün satıyorsun, haliyle bu içinden çıkamayacağın bir kısırdöngü oluşturuyor pahalılık anlamında.

başkanlık sistemi.

@etna,

zamların vergilerle en ufak bir alakası yok.

kkm'yi ödemek için vergileri artırmıyorlar. para basıyorlar. para bastıklarında da piyasda bir sürü para dolaşıyor bu da enflasyon yaratıyor.

ama sırf kkm'yi ödemek için değil tabi, çarkları döndürmek için de para basıyorlar. ve basmak zorundalar. basmadıkları noktada tüm çarklar duracak çünkü.

bunlar bastıkça enflasyon körükleniyor.

1- iktidarın enflasyonu baskılamak için düşük faizden taviz vermemek adına herhangi bir rasyonel politika geliştirmemesi.
2- yüksek kur baskısı.
3- global tedarik zincirindeki sıkıntılar, rusya - ukrayna savaşının enerji maliyetini yükseltmesi.
4- mülteci akını sonrasında gıdadan gayrimenkule pek çok sektörde talep patlaması yaşanması.

radikal islam

çünkü konserler yasaklanıyor.

insanlar sanıyor ki tek sebep fabrika yok, ar ge eksik vs. gündelik hayattaki baskıların ne alakası olabilir düşünemiyoruz. özgürlük yoksa, kölelik vardır. böyle düşünün. özgürlük olmazsa, güven olmaz. güvenin olmadığı yerde yatırım da üretim de gelecek planlaması da olmaz. köle gibi karın tokluğuna çalışan insanlar olur.


yarın yan baktın diye tutuklanabileceğin bir ortamda, ekonomik anlaşmalara neden güvenilsin ki?

bir de tabi daha basitinden şöyle bişey var; sen kumbaraya emeğinle para koyuyorsun ama paralar oradan bir iki sekiz eksiliyor. sonra neden paramız kalmadı diyorsun.

Muayenede lastik diş derinliğine bakılıyor, yasal sınır üstündeyse geçer muayeneden.

Lastikçi doğru söylemiş de olabilir, lastik satmak isteyen bir çakal da olabilir.

Şöyle ki, lastiğinizin diş derinliği yeterlidir ama uzun süre yatmış olduğu için yanaklarında kılcal çatlaklar olabilir.

Lastiklerin üretim tarihi nedir? Üzerinde DOT yazan kısımda son 4 haneli rakamların son iki hanesi yılı, ilk iki hanesi haftayı gösterir.

Lastiğin yaşı çok eski değilse, diş derinliği de yeniyse, şimdilik değişim gerekmeyebilir.

Lastiğin fotosunu tam karşısından vesikalık çekip atın bakalım burada hep braber.

üretim tarihi 04/16 yazıyor.

fotoğraflar:
disk.yandex.com.tr
disk.yandex.com.tr
disk.yandex.com.tr

ilk mesaja da ekledim.

6 yaşında lastikler, çok genç değiller ama görünüşleri iyi gibi. Lastiğe tam yandan çember olarak bakın, lastik yanağında çatlaklar yoksa sıkıntı olmaz.

Vesikalık foto derken onu demek istemiştim, çember olarak dik bi şekilde görelim diye, dişler iyi bu fotolarda.

d3nv2arudvw7ln.cloudfront.net

şu açıdan bak ve yanakları kontrol et.

anladım hocam yanlarda çatlak göremedim şöyle iki tane daha foto vardı tamamı gözükmüyor gerçi:
disk.yandex.com.tr
disk.yandex.com.tr

Valla fotolardan gördüğüm lastikler güzel hocam, hatta 2. el satılır o derece güzel lastikler.

Değişmem ben olsam.

İlk attığınız fotoda kanal içindeki çatlak (daha çok yarık şeklinde) hiç hayra alamet değil. Bence bu şekilde olan bir lastik daha varsa 4 lastiğin ikisini değiştirin. Yeni lastikleri öne takın. Fiestalar malum abs ye düştü mü durması zor oluyor. Yorum yapan arkadaşlar ilk lastikteki kanal içi yarığı görmemişler.

lastikler güzel

kanaldaki çatlaklar benim gözüme de takıldı 6 yıl üzeri bi lastik her ne kadar dişi olsada ideal ömrünü tamamlamıştır. acil bir durumda 2-3 metre erken durmak sizi 10-15k lık bir masraftan kurtaracaktır. ben olsam lastikleri değiştiridim.

ben olsam değiştirirdim

lastikler 6 yıllık kesinlikle değişin. lastik kullanılmasa bile raf ömrü var zaten bi bu kullanılmış. çatlaklar baya belli oluyor. uzun yolda yüksek hızda bi taş girerse mazallah kazaya sebebiyet verebilir.

zaten yeni lastik alsanız bile ömrü max 5 yıl olur.

Daha 1 yil gider bence.
180 falan basmiyorsan gerek yok.

kanalda çatlak değil neredeyse boydan boya yarık var. 6 yıl teker için uzun bir süre.

Oha, su kanallarının içinde baya yarık varmış :D

Cumartesi cevap verirken hiç görmemiştim, kısık monitör ışığı (parlaklık 0) maalesef.

Herkes yazınca bir daha baktım ışığı açıp, gerçekten ciddi yarık var kanallarda.

Şehir içinde kullanılan bir araçta aciliyeti yok ama otobana çıkıldığında yüksek hızda ürpertir insanı.

Lastikleri değiştirirseniz bu lastikleri asla bırakmayın orada, ya parayla bırakın ya da alın gelin 2. el ilan koyun. Şehir içinde hizmet veren ticari bir araçta çok rahat kullanırlar bu lastikleri.

Sökülebiliyorsa tezgah tipi taş motorunun telli kısmıyla pası alınıp, parlatmak için olan fiberimsi kumaşımsı bir malzemesi daha var, onunla da parlatılabilir.

Ayakkabıcılarda oluyor o motor sanırım, topukları, tabanları filan zımparalamak için.

Ya da elde yapabildiğiniz kadar zımparalayıp boyayabilirsiniz ince bir fırçayla.

Edit: Taş motoru parlatma keçesiymiş adı.

Ben olsam etrafını bantlayıp siyah sprey boya çekerdim, boya öncesi tiner veya asetonla pas temizliği yapılabilir.

metali çıkarabiliyorsan pas çöz gibi bir kimyasalda beklet çıkmıyorsa üzerine sür kumaşa çok dokunmadan.

Siyah oje al ustune boya gitsin zaten maksimum 2 sene sonra cope atacaksin.

hiçbirşey yapılabilir.
dursun öyle hocam, harcadığın vakte, verdiğin dikkate değmez.

Qashqai. Yeni kasası çok şık, donanımda sağlam skypack ise araç.
Audi A3 artık sıradan bir araç bence.

İkisi de kalite araba.
Sıfır olması ve kasasının daha yakışıklı olmasından dolayı Qashqai.

ben a3 tercih ederdim

qashqai skypack alırdım, türkiyede yollar çok bozuk. suv araçlar bunu biraz daha iyi tolere ediyor.

a3 alırdım ama cam tavanlısını. cam tavansız çekilmez o araba.

ikisini karşılaştırmak bile garip. ben a3ü seçerim, a3de kör nokta olsa ne olmasa ne.

cam tavan bakımı zor bir aksesuar.

eğer büyük aile falan değilsen ya da sülalecek gezmeye çıkmıyorsan qashqai tarzı bir araç bence gereksiz. ben her türlü a3'ü seçerdim, canavar gibi bir araç. hele ki 35 tfsi modeliyse qashqai ile kıyas kabul etmez.

direkt maaş olarak anladım ben ama henüz anlaşma olmadıysa tavan 6500'dü size 6000 düşündük diyebilirler.

Hata yapmışsın. Önce sen yüksek bir rakam söylecektin sonra orta noktada buluşacaktınız.

Önce karşı tarafa söyletmen doğru. Şimdi sen "tamam devam edelim o zaman" dersen 6500'ü alırsın. Az zorlayarak 7'yi de görürsün muhtemelen. Ama karşı taraf daha iyi pazarlık yapıyorsa ya da seni çok beğenmedilerse 6000 de teklif edebilirler.

Bu işlerde genelde ilk söylenen rakam tavan/taban oluyor. Sen 8000 desen mesela yine 7000 teklif ederlerdi gibi gibi. Ama "çok pahalı bu eleman" diyip cayma ihtimalleri de olurdu o zaman.

pazarlık etmiş. 6500 teklif etmiş. sen 7500 düşünüyordum ben aslında diyeceksin.
tamam 7000 olsun diyecek. pazarlığa 6500den başlamış yani

değişiyor. sorun bence.

kimi şirketler çalışana bırakıyor. kimileri shiftli gidiyor. kimileri 3 haftada bir turn yapıyor. modeli öğrenmelisiniz önce.

Bizim şirket baya küçük o yüzden bize departmanlar kendi aranızda konuşun ve çakışmayacak şekilde kendiniz ayarlayın dendi.

Biz sadece Perşembe cuma gidiyoruz. Ama isteyenler hafta başına belirtip başka güne de çekebiliyor ofis günlerini.

Cuma gitme de hangi gun gidersen git bence

Bizde de 3 gun ofise gitme donemi basladi ama kati degil sirket bu konuda. Tavsiye edilen gunler Sali, Carsamba, Persembe ama gene bir zorlama yok.

Biz önünüzdeki hafta itibariyle 2 gün gitmeye başlıyoruz, Haziran'da daha da artacakmıș. Mayısta 3 haziran'da 4 e çıkacak söylentisi vardı mayıs 2 gün olunca kalıcı düzende max 3 olur ümidi yeşerdi tekrar.

Bize Cumaları birim yöneticisi mail atıyor gün gün listeyi, kendi içimizde anlaşıp kaydırma yapabiliyoruz.

Çok ekstrem bir durumda müdüre haber verip değiştirecek birini bulamadım diyerek eksik ofis gününü tamamlayacak şekilde revize de edebiliyoruz.

Her değişimde ik'ya ofise gidilen / evden çalışılan günleri mail ile bildiriyoruz.

Aylık çalışma günleri ikiye bölünür. Ortalama 10-11 gün işe gidersin, günleri sen belirlersin. Hibrit sistemin geneli böyle işliyor.